BOR

-------------------------

 

BOR MİNERALLERİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BOR BAŞLI BAŞINA BİR YAKITMIDIR?

 

 

 

 

"GEÇTİ BORUN PAZARI"

DEMEDEN ÖNCE YAPILACAKLAR...

 

          Maalesef ,   ülkemizde bir konu gündeme geldi mi, bir bilgi kirliliği yaşanıyor.  Herkes konu ile ilgili fikir sahibi oluyor, şöyle veya böyle bir  çok söylenti ortalarda gezmeye başlıyor. Ancak konunun gerçek ve bilimsel boyutu araştırılmıyor, bilinmiyor. BOR konusu da bunlardan biri. BOR nedir? Borun Türkiye’de ki rezervi ne kadar, dünya rezervinin ne kadarı Türkiye’de dir,  ekonomik değeri nedir? BOR nerelerde kullanılıyor?  
Peki BOR yakıt mı: asıl işin bu bölümü bizi daha fazla ilgilendiriyor. Bu sayımızda bu konuları işleyeceğiz.

BİR MADEN OLARAK BOR:  Ametal (metal olmayan) sınıfında  B harfi ile gösterilen bir kimyasal elementtir.  Aslında metal ile ametal arasındaki bir sınırdadır Daha saf bor, ancak bromit veya klorit formlarının tantalyum flamenti vasıtasıyla hidrojen ile reaksiyona sokulmasıyla elde edilmektedir.  Bor ismi borun tuzu olan boraks dan türetilmiştir

Bor’ u saf olarak elde etmek zordur.  % 95-98 safsızlıkta bor, borik asidin magnezyum ile indirgenmesinden amorf halde elde edilir ve safsızlığı baz ve asit ile yıkanarak filtre edilir.  Elde edilen bor, oksit ve bor bulunduran bileşikleri ihtiva  eder ve küçük kristaller halinde koyu kahve renklidir.  Bor, tungsten yüzeyinde bor oksidin hidrolizi ile elde edilir.

Bor’ un Tarihçesi
Tarihte ilk olarak 4000 yıl önce Babiller Uzak Doğu' dan boraks ithal etmiş ve bunu altın işletmeciliğinde de kullanmışlardır.  Mısırlıların da boru, mumyalamada,  tıpta ve metalurji uygulamalarında kullandıkları bilinmektedir.  İlk boraks kaynağı Tibet Göllerinden elde edilmiştir.  Boraks koyunlara bağlanan torbalarda Himalayalar’ dan Hindistan’ a getirilmiştir.  Eski Yunanlılar ve Romalılar boratları temizlik maddesi olarak kullanmıştır.  İlaç olarak ilk kez Arap doktorlar tarafından M.S. 875 yılında kullanılmıştır.    Modern bor endüstrisi ise 13. yy’ da Marco Polo tarafından Tibet’ ten Avrupa’ya getirilmesiyle başlamıştır. Borik Asit 1700’ lü yılların başında borakstan yapılmış,  1800’ lü yılların başında ise elementer bor elde edilmiştir .
1852’ de Şili’ de endüstriyel anlamda ilk boraks madenciliği başlamıştır.  Nevada,  Calıfornia, Caliko  Moutain ve Kramer yöresindeki yatakların bulunarak işletilmeye alınmasıyla ABD dünya bor gereksinimini karşılayan birinci ülke haline gelmiştir. 

 

TÜRKİYE Bor Madenciliği
Türkiye’ de  ilk işletmenin 1861 yılında çıkartılan Maadin Nizannamesi uyarınca 1865 yılında bir Fransız şirketine işletme imtiyazı verilmesiyle başladığı bilinmektedir.

  1950 yılında Bigadiç ve 1952 yılında Mustafa Kemal Paşa yöresindeki kolemanit yatakları bulunmuştur. 1956 yılında Kütahya Emet Kolemanit, 1961 yılında Eskişehir Kırka Boraks yataklarının bulunması ve işletilmeye başlatılmasıyla Türkiye, dünya bor üretimi içinde % 3  olan payını 1962’de  % 15,  1977’ de % 39 düzeyine yükseltmiştir

  Türkiye’de bilinen başlıca borat yatakları Batı Anadolu’da yer almakta ve bu yataklar dünya rezervinin % 63'ü ne sahip bulunmaktadır.

    

 

 

Dünya Rezervi ve Türkiye


 
 
ÜLKE

 
GÖRÜNÜR EKONOMİK REZERV (milyon ton)

 
TOPLAM REZERV (GÖR.+MUH.+MÜM.)
(milyon ton)

GÖRÜNÜR EKONOMİK REZERV ÖMRÜ (YIL)

 
TOPLAM REZERV ÖMRÜ (YIL)

 

B2O3

 

 

TÜRKİYE

375

644

240

412

ABD

45

105

33

76

RUSYA

28

140

16

78

ÇİN

27

36

17

23

ŞİLİ

8

41

5

26

BOLİVYA

4

19

3

12

PERU

4

22

3

14

ARJANTİN

2

9

1

6

SIRBİSTAN

3

3

2

2

TOPLAM

496

1,019

320

649

Kaynak: http://www.maden.org.tr/yeni3/yayinlar/raporlar/borraporu.htm (Eti Holding A.Ş.)

 Türkiye'den sonra ikinci kaynak ülke ABD olup, dünya rezervlerinin %13'ü civarında bir payı olduğu bilinmektedir. Ancak ABD, BOR 'u uzun süredir endüstrinin çeşitli alanlarında kullanmakta olduğundan, yakın gelecekte BOR rezervlerinin tükenmesi tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu sebeple ABD, kalan BOR madenlerinin bir kısmını "stratejik rezerv" ilan ederek çıkarılmasını durdurmuştur. Türkiye'deki BOR madenlerinin kalitesi ABD'dekinden yüksektir. Dünya BOR rezervlerinin kalan kısmı Rusya, Çin, Şili, Bolivya, Peru, Arjantin, Sırbistan'da bulunmaktadır. 
Türkiye rezervlerinin % 37’si Bigadiç, % 34’ ü  Emet, % 28 ‘i Kırka ve %1’ i Kestelek bölgesinde bulunmaktadır.
Bor mineral ve bileşiklerinin ülkemiz içinde kullanılması çok kısıtlıdır.  Kırka (Eskişehir) ve Bandırma (Balıkesir) ‘de yer alan tesislerde bor cevherleri rafine ürüne dönüştürülmektedir
BORUN EKONOMİK DEĞERİ :  
Etibank’ın verilerine göre Türkiye’de:2001 yılında 224,110,000 $ satış gerçekleştirilmiştir. Toplam satış miktarı ise: 517.000 tondur. Türkiye’nin yukarı da belirttiğimiz tabloda görünür rezervinin 375 milyon ton olduğunu baz alırsak ülkenin bor rezervinin ekonomik değerini varın siz hesaplayın. Ayrıca  50-80 yıl sonra dünya üzerinde bor üreticisi tek ülkenin Türkiye kalacağı unutulmamalıdır.
BORUN KULLANIM ALANI
    Çok geniş ve çeşitli alanlarda ticari olarak kullanılan bor mineralleri ve ürünlerinin kullanım alanları giderek artmaktadır. Üretilen bor minerallerinin  %  10'a yakın bir bölümü doğrudan mineral olarak tüketilirken geriye kalan kısmı bor ürünleri elde etmek için kullanılmaktadır.
    Bor mineralleri ve ürünlerinin kullanıldığı sanayi dallarına aşağıdaki gruplarda toplamak mümkündür.
   .Cam sanayi
   .Seramik sanayi
   .Temizleme ve beyazlatma sanayi
   .Yanmayı önleyici (geciktirici) maddeler
   .Tarım
   .Metalürji
   .Nükleer uygulamalar
.Bilgisayar, iletişim
.Uzay teknolojileri
Japon bilim adamlarınca, 2001 yılı Şubat ayında, magnezyum diboridin geleceğin süper iletkeni olabileceği keşfedilmiştir. Süper iletkenler, çok yüksek akım yoğunluklarını hiçbir enerji kaybına neden olmadan taşıyabildikleri için santrallerden şehirlere verimli enerji iletimi, güçlü mıknatıs isteyen uygulamalar (magnetik rezonans, maglev trenleri vs.), büyük miktarlarda enerjinin manyetik alan depolanması ya da mikro elektronikte istenmeyen ısının önlenmesi gibi bir çok uygulama alanına sahiptir.
Türkiye’de ise BOR tüketimi çok düşük seviyede olup, dünya tüketiminin %1-2'si civarındadır. Bunun nedeni BOR tüketiminin, yüksek ve gelişen teknoloji içinde olmasıdır.

GELELİM BOR YAKITMIDIR SORUSUNA…
Borun birebir yakıt olarak kullanımı için çeşitli çalışmalar sürmektedir.
Mevcut yakıtların yanma özelliğini kuvvetlendirmek amacı ile yakıta Katkı olarak takullanılabilmesi için çalışmalar sürüyor.Örneğin:
Oto tamircisi Ahmet Tok, sıvılaştırılmış bor madeni, su ve özel kimyasal sıvıdan hazırlanan karışımın, araçlarda yüzde 30-50 yakıt tasarrufu sağladığını iddia etti.Tok, sıvılaştırılmış bor madeni, sertlik derecesi düşük su ve formülünü gizlediği özel bir kimyasal sıvıdan elde edilen karışımdan oluşan sistemin, içten yanmalı motorlarda kullanıldığını kaydetti. Sistemin, benzin ve LPG sarfiyatını yüzde 30-50 oranında azalttığını iddia eden Tok, şu bilgileri verdi. ''Bor yakıt sistemi, karışımın konulduğu kap, hortum ve ayar vanasından oluşuyor. Karışım, hortum aracılığıyla motorun yanma odasına aktarılıyor. Vana, karışımın katkı oranını ayarlıyor. Sistem, motorun performansını artırıp, harareti düşürüyor. Siboplarda kurum bağlamayı önlüyor ve yağ değişim periyodunu uzatıyor. Çiğ yakıt sorununu da önleyen sistem, egzoz emisyonunu yüzde 30 düşürüyor. Yüzde 30-50 arasında yakıt tasarrufu da sağlayan sistem, motorun ömrünü yüzde 30 uzatıyor.''
Ahmet Tok, patentini aldıkları sistemi kullananların yüzde 95'inin verim aldığını, kalan yüzde 5'inin de yanma odasına giden karışım oranını sistemdeki vanadan iyi ayarlayamadıkları için sistemin avantajını fark edemediğini belirtti. Tok, 160 YTL'ye takılan sistemin, fiyatı 20 YTL olan 5 litrelik karışımı, 3 bin kilometrede tükettiğini savundu. Kayseri Makine Mühendisler Odası Kayseri Şuba Başkanı Doç. Dr. Mustafa İlbaş da, bor madeninin hidrojenle birleşerek yakıta dönüşebildiğini kaydetti. Belirtilen sistemin, iddia edildiği gibi yakıt tasarrufu sağlayıp, sağlamadığının bilimsel tetkik sonucunda belirlenebileceğini ifade eden İlbaş, ''bor madeninin, motor aksamını temiz tutma özelliği olduğu biliniyor. Bu yönüyle yakıtta tasarruf sağlayabilir'' dedi. 
Hidrojen günümüzde yakıt olarak kullanılmaktadır, ancak hidrojenin depolanmasında petrol yakıtlarına göre 3 katı hacimsel alan gerekmektedir. Bu noktada BOR devreye girer ve hidrojenin depolama alanını küçültecek bir fayda sağlar.

 

GENEL BİR SONUÇ ÇIKARACAK OLURSAK :
Petrole dayalı yakıtlar çevreyi fazlaca kirletmekte, ve dünya üzerindeki rezervleri azalmaktadır.  BOR işte burada devreye giriyor şimdilik ulaştırma sektöründe yardımcı destekleyici maden olarak belki yakında  bizzat yakıt olarak.
Tam da araç motorları gereksinimi ve diğer sahalarda ki talep patlamasının yaşanacağı 21. yüzyılda BOR saltanatının Türkiye’ye bağlı olduğunu söylemek gerekiyor.Yukarıda ki istatistik ve değerlendirmelerimize bakarsanız BOR’un Türkiye için ne kadar stratejik bir maden olduğunu vurgulamak isterim.Bu noktada ülkemiz araştırmalarını artırmalı, süratle ulusal BOR konseyi çalışmalarına başlamalıdır. BOR’u düşük değerlerle direk maden olarak satmaktan vaz geçmeli işleyip katma değer sağladıktan sonra satmalıdır.
Hepinize huzurlu, kazasız belasız, bol kazançlı günler dilerim. Nisan 2007 İSTANBUL


Mustafa  PALAZ
İleri sürücülük Eğitimleri Uzm. öğt.